JEAN – MARIE COLLIN (*)
(*) Uluslararası Nükleer Silahların Kaldırılması Kampanyası (ICAN Fransa) Direktörü.
Çeviri: IŞIL GÜRCAN
Hiroşima’nın 6 Ağustos 1945 günü bir Amerikan atom bombasıyla yok edilmesi, Avusturyalı filozof Günther Anders’in ifadesiyle, “insanlığı yeni bir çağa” soktu. (1) Anders, ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki güç yarışından çok insanlık tarihindeki köklü bir kırılmadan kaygılanıyordu: İnsan, kendi yok oluşunu sağlayacak teknik imkânlara ulaşmıştı…
Aradan seksen yıl geçmesine rağmen kıyamet riski hâlâ varlığını sürdürüyor. Sadece dokuz devlet; ABD, Rusya, Birleşik Krallık, Fransa, Çin, Hindistan, Pakistan, Kuzey Kore ve resmen kabul etmese de İsrail, 12 binden fazla nükleer silaha sahip. (2) Ayrıca, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) üye olan ya da nükleer silaha sahip bir ülkeyle özel anlaşmalar yapan (Belarus – Rusya anlaşması gibi) yaklaşık 40 ülke de savunma tercihlerini bu yönde şekillendiriyor.
1968’de imzalanan Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (NPT) ile “nükleer silah üretiminin durdurulması, mevcut tüm stokların tasfiyesi ve bu silahlar ile taşıyıcılarının ulusal cephaneliklerden çıkarılması” taahhüt edilmiş olsa da “atom bombasına” sahip ülkeler silahsızlanmaya hiçbir zaman gerçek anlamda şans tanımadı. (3) Bugün yürürlükte olan programlar, büyük güçler arasında göreli bir istikrarın hüküm sürdüğü 2000’li yıllara, yani Rusya’nın “kırmızı düğmeye” basma tehdidinde bulunduğu Ukrayna savaşından çok önce alınan kararlara dayanıyor. Zira üretim süreci oldukça uzun: İlk siyasi kararın alınmasından silahın üretilip hazır hale gelmesine kadar yirmi – otuz yıl geçmesi gerekiyor.
Güç yoluyla barış anlayışı ve büyüyen nükleer cephanelik
Fransa’nın havadan ateşlenen nükleer unsurunun sürekliliği, silahsızlanmama yönündeki tercihini açıkça ortaya koyuyor. Orta menzilli havadan karaya füzeler (ASMP) 1990’larda hazırlanan takvime uygun olarak, 2000’li yılların sonunda “geliştirilmiş” versiyonları olan (ASMP-A) ile değiştirildi. 2016’da başlatılan bir yenileme programı, mevcut iki stratejik filonun 2024’ten 2035’e kadar “yenilenmiş” taşıyıcı (ASMPA-R) ile donatılmasını sağlayacak. 2014’te çalışmalarına başlanan ASN4G füzesi ise 2035 civarında ASMP-A’nın yerini alacak ve 2050’lere kadar kullanılacak.
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?