GÜL İLBAY
Fransızcadan çevrilen ve ayda bir çıkan bu gazeteyi yaklaşık dört yıldır okuyorsunuz. Peki bu gazete size nasıl ulaştı? İstanbul’a nasıl geldiğini, daha doğrusu Fransa’da nasıl doğduğunu biliyor musunuz? Bu soruyu kendinize sordunuz mu? Türkiye’de mürekkep yalamış ve başta Fransızca ya da İngilizce olmak üzere yabancı dil öğrenmiş herkes Le Monde gazetesine az çok aşinadır. Le Monde diplomatique ise çok iyi tanınmaz. (Fransızca baskısı kastediyorum) Büyük şehirlerdeki bazı bayilerde birkaç sayısını görmek mümkündür. Fransa’da ise hem abone olunabilir hem satın alınabilir ya da kurumlar aracılığıyla herhangi bir gazete elinize geçebilir(di).
İşte Le Monde diplomatique de kamu hizmetlerinin, idarelerin, okulların, bilgi ve yönlendirme birimlerinin, çeşitli dergi, magazin ve gazetelere abone olduğu dönemde elime geçti. 2005’in başlarıydı… O zamandan beri köprülerin altından çok sular aktı. Bütçe kısıtlamaları nedeniyle kurumlar, aboneliklerini askıya aldı. Bu üzücü bir durum; çünkü herkes kendi ilgi alanına uygun gazete ya da dergiyi seçebiliyor ve okuyabiliyordu. Ya da yeni bir gazete ile tanışabiliyordu. Sonra da ya abonelik seçilebiliyor ya da satın almaya yöneliniyordu. Ben de Le Monde diplomatique ile bu şekilde tanıştım. İş yerimde…
Okuduğum ilk yazı, gazetenin o dönem yöneticisi olan Ignacio Ramonet’in başyazısıydı. O anda büyük bir memnuniyet duygusu kapladı içimi. Bu memnuniyeti dışarıdan bakanın pek fark edemeyeceği hafif bir tebessüm izledi. Nihayet benim düşüncelerimi yansıtan ve bana tarafsız bilgi veren bir gazete var diye düşündüm. Elbette bu tarafsızlık bazı basın organları ile siyaset ve diğer çevreleri rahatsız edebilirdi ama bunun benim için bir önemi yoktu. (Bugün bile durum böyle)
Sayfalardan birinde, Le Monde diplomatique’in Dostları başlığı altında Fransa’nın farklı şehirlerinde gazetedeki makaleler ve temalar üzerine toplantılar, tartışmalar düzenlendiğini gördüm. Hemen telefona sarılıp gerekli bilgileri aldım ve ilk Café Diplo toplantıma gittim. O zamandan beri de düzenli olarak gidiyorum. Les Amis du Monde diplomatique’in (Le Monde diplomatique Dostları – AMD) varlığını – ne zaman ve neden kurulduğunu bilmeden – bu şekilde öğrendim.
1996 yılında kurulan ve “binlerce okuru manevi ve entelektüel bir amaç etrafında bir araya getiren” AMD, Türkiye’deki CumOk (Cumhuriyet Okurları) adlı bir başka oluşumu hatırlattı. Fransa’da basılı ya da dijital medyada bu türden başka bir dernek yok çünkü; eski Le Monde diplomatique Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Yayın Yönetmeni Serge Halimi’nin de dediği gibi diğer gazete ve dergilerde yazanlar, “ele aldıkları konuların Fransız ideolojisine ve Fransız toplumuna o kadar işlemiş olduğunu inanıyorlar ki bu konuların tartışılmasına gerek olmadığını düşündükleri gibi ele alınmalarına da gerek duymuyorlar”.
Basını okuduğumda, televizyonu dinlediğimde, hatta bir dost toplantısında söz aldığımda bile beni rahatsız eden şey buydu. Her zaman haklı olduklarını, tek bir doğru olduğunu, başka bir alternatifin olamayacağını düşünen inandırılmış insanlarla karşı karşıyaydım. Bu her fırsatta beni zorlayan bir durumdu. AMD’de birlikte kendimi daha iyi hissetmeye başladım, çünkü kendimi aynı değerleri paylaştığım ya da tartışmaya açık insanlarla birlikte bulunuyordum.
Peki, Les AMD yani Le Monde diplomatique’in Dostları kimlerdir? Les Amis du Monde diplomatique derneği nedir, ne yapar?
Eski AMD Genel Sekreteri gazeteci Christophe Ventura bu soruyu, “Hem okurların derneği hem de gazetenin ekonomik bağımsızlığını garanti altına alan bir dernek” diye yanıtlıyor. Gazetenin Yayın Yönetmeni Yardımcısı Anne-Cécile Robert de “Bu dernek, Le Monde diplomatique’e özgü bir yapıdır; aynı zamanda gazetenin hissedarı olan ve gazetenin bağımsızlığını garanti altına alan bu sosyal ağa sahip olmasıyla benzersizdir” diyor. 1996 ve 2006 yılları arasında Le Monde diplomatique’in genel müdürlüğünü yapan Bernard Cassen’e göre AMD, tartışmalar, film gösterimleri, toplantılar, okumalar vs. düzenleyerek halkın eğitimi için çalışan geniş bir dernek…
AMD’nin eski Başkanı Marc Le Glatin, 2016 yılında derneğin 20. kuruluş yıldönümünde şu açıklamayı yapmıştı: “Bugün, dünyanın geleceği üzerine düşünmek ve daha da ötesi, bu durumdan kurtulmamızı sağlayacak şeyleri inşa etmek, yeniden insanlaştırmak, yeniden büyülemek ve umudu yeniden yeşertmek için eyleme geçmek isteyen insanlar için, bu fikir tartışmasını derinleştirmek zorundayız (…) ve bunun, içinde bulunduğumuz dönem her şeyi inanılmaz derecede hızlandırdığı için çok hızlı bir şekilde, büyük dönüşümlere yol açacak henüz ortaya koyulmamış siyasi biçimlerin üretilmesine katkıda bulunacağına inanıyorum.”
Le Monde diplomatique nasıl tam anlamıyla bir gazeteye dönüştü ve Les AMD neden ve nasıl kuruldu?
Gazeteci Claude Julien 1973 yılında Le Monde diplomatique’in genel yayın yönetmenliğine atanır. O dönemde Le Monde diplomatique Le Monde gazetesinin bir ekidir. Claude Julien, bir süredir ana gruptan ayrılmayı düşünmektedir. Göreve geldikten sonra da “Le Monde’un yüksek kaliteli ekini, ana akım düşünceye karşı çıkan, kendi yayın çizgisine bağlı tam teşekküllü bir gazeteye dönüştürür.” Le Monde diplomatique eski Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Yayın Yönetmeni Ignacio Ramonet (1996-2006) bu süreci şöyle anlatıyor: “Bir bütün olarak günlük gazete içinde Le Monde diplomatique adında bir cevher vardı, ancak buna değer verilmiyordu. Yayın açısından özerk bir şekilde işliyordu, ancak bağımsızlık, özellikle mali yapılarla güvence altına alınmalıydı.”
Bolivyalı bir okur olan Gunter Holzmann, Le Monde diplomatique’in özellikle Güney Amerika ile ilgili makale ve değerlendirmelerini çok beğendiği için gazeteye bir milyon dolar bağışlamaya karar verdiğini Paris’e bildirir. Bu bağış, gazetenin yazı işleri ekibinin kadrosuna bağımsız olmaları için ilk mali kaynağı sağlayacaktır. Yayın ekibinden bir ekip, bağışı kabul etmeye karar vermeden önce Gunter Holzmann ile görüşmek üzere Bolivya’ya gider. Bu gibi durumlarda, özellikle de böylesine büyük bir meblağ söz konusu olduğunda, bağış yapan kişinin kimliğini araştırmak son derece olağan bir durumdur. Üstelik, bağışçının ismi büyük olasılıkla Alman kökenli olduğunu göstermektedir. Gerçekten de Gunter Holzmann, Bolivya’ya sığınmış olan anti-faşist bir Almandır. (Ignacio Ramonet onun Indiana Jones’a yakışır bir hayatı olduğunu söylüyor. Hayatıyla ilgili belgeleri okumalı). 1995 yılı Gunter Holzmann’ın bağışını yaptığı ve Gunter Holzmann Derneği’nin kurulduğu yıldır. Bu dernek tüm aylık personeli bir çatı altında toplar ve halka açık anonim şirketin (SA) hissedarı olur. Böylece Le Monde diplomatique’in bağımsızlığı yolunda ilk adımlar atılır.
Gunter Holzmann’ın bağışıyla Le Monde diplomatique çalışanları, o zamanki değeri 4 milyon frank (6.4 milyon Avro) olan sermayenin yüzde 24’üne sahip olur, ancak bu tamamen bağımsız olmak ve Le Monde’dan ayrılmak için yeterli değildir. Sorun, bu şirketteki engelleyici azınlığı, yani sermayenin yüzde 33’ünü elde tutmak için yeni kaynaklar bulmaktır. Le Monde diplomatique Dostları Derneği de bu amaçla kurulur.
Şubat 1996’da Claude Julien ve Ignacio Ramonet, derneğin nasıl kurulacağını açıklamak için okuyuculara bir çağrı yapar. Okuyucular kitlesel olarak bu çağrıya olumlu yanıt verir ve katkıları ile derneğin, sermayenin yüzde 25’ine sahip olmasını sağlar. İki dernek – çalışanların derneği ve okurlar / dostların derneği – birlikte sermayenin yüzde 49’una sahip olur, Le Monde ise yüzde 51 hisseyi elinde tutar. Le Monde diplomatique Dostları Derneği, her iki derneğin onayı olmadan gazeteyle ilgili hiçbir karar verilememesini güvence altına alan engelleyici azınlığı sağlar.
Le Monde diplomatique’in bağımsızlık öyküsü – gazetenin kendisini dış kısıtlamalardan ve etkilerden kurtararak özgür ve bağımsız bir basın organı haline gelebildiği dönem – bir başarı öyküsüdür. Bu öykü diğer alanlar için de bir örnek teşkil edebilir. Aynı değerleri ve görüşleri paylaşan insanlar amaçlarına ulaşabilirler. Fazla bir şey gerekmez: Badece sebat etmek yeterlidir. Kimileri kendi çıkarları için direnir ama bizim doğru yolu seçmemiz gerekir. Dayanışma, paylaşma, saygı, cesaret ve cömertlik… Bunlar sözcüklerin de ötesinde, insanlığımızı ve daha iyi bir dünya kurma, daha güzel bir gelecek kurma istek ve yeteneğimizi yansıtan değerlerdir.
Le Monde diplomatique’in okur – üyeleri sadece, duyarlı ortaklar değildir. Bundan öte, gazetenin gelişimine düşünsel ve maddi her şekilde katkıda bulunurlar: Örneğin toplantılar, tartışmalar, konferanslar ve film gösterimleri düzenleyerek ve gazetenin yayın politikası doğrultusunda her ay bir araya gelerek katkılarını somutlaştırırlar. Etkin, istekli kararlı ve coşkulu üyelerdir.
Bugün Le Monde diplomatique, 27 ülkede 35 dilde yayınlanıyor. Bu gazete, bugünkü acımasız, korkunç ve ölümcül küresel ortamda bile başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanan okurlar ve gazeteciler sayesinde bazı ülkelerde karşılaştığı zorluklara rağmen her yerde var olmaya devam ediyor. Ignacio Ramonet’in dediği gibi bu bir cevher.
Le Monde diplomatique Türkçe’ye gelince… Onun hikayesini başka bir zaman anlatacağı. Le Monde diplomatique Türkçe okurları, gazetelerini her ay düzenli olarak satın alarak ya da gazeteye abone olarak ya da abonelik hediye ederek kendi rollerini oynayabilirler. Le Monde diplomatique’in öyküsü hakkında daha fazla bilgi edinmek için sizleri, bu konunun ayrıntılı şekilde anlatıldığı şu linke bakmaya davet ediyorum: https://www.amis.monde-diplomatique.fr/Qui-sont-les-Amis-du-Diplo.html