BURAK TATARİ
İznik Konsili’nin 1700’üncü yılında Bursa’nın şirin ilçesi tarihi bir güne tanıklık etti. Papa 14. Leo ile Fener Rum Patriği Bartholomeos, İznik Gölü kenarında ortak ayine imza atarken Katolik ve Ortodoks dünyanın gözü Türkiye’deydi. Tarihi ziyareti bir kaşı kalkık izleyense Moskova’ydı.
Papa 14. Leo, seçildikten sonra ilk ziyaretini Türkiye’ye yaptı. Vatikan, özel önem verdiği bu gezi için üzerinde Çanakkale Köprüsü ve İznik Gölü’nün bulunduğu bir logo tasarlarken Papa’nın ilk durağı Ankara’ydı. Anıtkabir’i ziyaret eden ve anı defterini imzalayan 14. Leo’nun metninde Atatürk’ün adının yer almaması dikkat çekti. Vatikan Devlet Başkanı sıfatıyla Beştepe’de resmi törenle karşılaşan Papa’nın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la yaptığı basın toplantısına barış söylemi damga vurdu. Ziyaretin kalbindeyse İznik ziyareti vardı.
Türkiye’de “Papa” dendiğinde akla gelen belki de ilk isim olan Mehmet Ali Ağca, ziyaret vesilesiyle yeniden gündeme geldi. Büyük gazeteci Abdi İpekçi’nin katili olan ve Papa II. Jean Paul’e suikast düzenleyen Ağca, tarihin ilk ABD’li papasını görmek üzere İznik’e geldi. Emniyet güçleri Ağca’yı polis eşliğinde ilçeden çıkardı.
Ziyaret sabahı erken saatlerde İznik’e girdiğimizde ilçede adı konulmamış bir olağanüstü hal yaşanıyordu adeta. Giriş çıkışlarda polis kontrolü yapılırken, ayinin yapılacağı su altı bazilikasının bulunduğu noktaya akreditasyonumuz bulunmasına rağmen giremedik. Sadece biz değil, iktidara yakın televizyon kanallarının temsilcileri de töreni uzak bir mesafeden takip edebildi. Ayini en çarpıcı biçimde Reuters haber ajansı aktarırken, iktidarın tercihi belki de ayinin yurtdışında yankılanması ama içeride düşük profilde kalmasıydı. İslami hassasiyetlerinin yüksek olduğunu iddia eden bir grup, Papa – Patrik ortak ayinini protesto ederken, tam ayin başlamadan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan emniyet güçlerinin yeni araç hizmet alım töreninde konuştu. İktidara yakın medyanın dikkati de haliyle ayinden Erdoğan’ın konuşmasına yöneldi / yönlendirildi.
TÜRKİYE’NİN BATI’YLA
YAKINLAŞMASININ
BİR PARÇASI MI?
Papa’nın ziyareti boyunca Gazze ve Ukrayna konusunda verdiği barış mesajları dikkat çekerken, Türkiye’de yaşananlar Rusya’yı yakından ilgileniyordu. 2018 yılında Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin Moskova Patrikliği’nden tek taraflı ayrılıp bağımsızlığını kazanmasına “meşruiyet” veren Fener Rum Patrikhanesi’ydi. Vatikan ve Rum Fener Patrikhanesi arasındaki normalleşmenin daha üst düzeye çıkması Batı’da, Rusya’nın Avrupa’ya yönelik saldırılar başlatabileceği endişelerinin yaşandığı dönemde Moskova karşıtı bir hamle olarak yorumlandı.
Peki bu ziyaret, iktidarın son zamanlarda Batı ile güvenlik ve jeopolitik üzerinden yeniden tanımladığı işbirliğinin yeni bir aşaması mı? ABD Başkanı Donald Trump’ın ikinci döneminde Ankara – Washington ilişkileri liderler düzeyinde en üst seviyeye çıkarken artık Beyaz Saray Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir telefon uzaklıkta. ABD’nin gözünde Suriye meselesinde başrol, Gazze ateşkesinde aktif rol oynayan Türkiye, Trump’ın Avrupa güvenliğine maddi kaynak ayırmak istememesiyle Avrupa ülkeleriyle de ilişkileri geliştirme şansı yakaladı. İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına cılız sesler dışında lider düzeyinde fazla bir tepki olmadı. Aynı hafta içinde İngiltere Başbakanı Starmer ve Almanya Şansöylesi Merz’in Türkiye ziyaretleri, Eurofighter anlaşması, Ukrayna konusunda Ankara’nın duruşunu öven açıklamalar birbirini izlerken üyelik ve insan hakları perspektifinden tamamen uzaklaşan Türkiye – AB ilişkileri 10 yıllık çalkantılı dönemin en uyumlu seyrinde görünüyor. Tam da bu nedenle tarihi dini gerekçelere dayansa da Papa 14. Leo’nun Türkiye ziyareti, Batı ile ilişkilerin dönüştüğü “zamanlaması manidar” bir döneme denk geldi. Papa ile Patrik Bartolomeos’nun İznik’te verdikleri fotoğraf, Katolik – Ortodoks barışının net bir karesi olarak ortaya çıkarken Ankara – Moskova hattında halının altına süpürülen sorunları yeniden su yüzüne çıkarma potansiyeline sahip.
