EMMANUEL HADDAD
Babasının kucağındaki üç aylık Aram, tulumunun içinde kıpırdanıyor. Şam’ın yükseklerinde, adı bilinmeyen bir askerin mezarının önünde toplanan kalabalığın sevinci onu sarıyor. 3 Temmuz gecesinin karanlığı, kısa süre sonra Suriye’nin yeni görsel kimliğinin tanıtılacağı görkemli sahneden yayılan ışık huzmeleriyle aydınlanıyor.
Cumhurbaşkanlığı sarayının bu kadar yakınında tutuklanma korkusu olmadan toplanabilmek, 8 Aralık’ta devrilen diktatör Beşar Esad’ın Moskova’ya kaçışının ardından doruğa ulaşan “özgürlük” duygusunun yarattığı heyecanı yeniden canlandırıyor. (1) Bir grup genç, “Hiçbir şey sonsuza dek sürmez, Beşar düştü” diye tempo tutuyor. Ardından, gücün karşısında bir daha boyun eğmeyecek bir kuşağın simgesi olan Aram’ın etrafında halka oluşturuyorlar. En azından, gençlerin coşkuyla söylemeye başladığı yeni gayriresmi marş bunu vadediyor: “Başını kaldır, sen özgür bir Suriyelisin.” Şam ve diğer büyük şehirler, iki gün önce Amerikan yaptırımlarının fiilen kaldırıldığının duyurulmasının ardından şenlik havasına bürünmüştü. Bu gelişme, 14 yıl süren savaş, yıkım ve yağmalamaların ardından ülkenin yeniden inşasının önündeki büyük bir engelin kalkması anlamına geliyordu.
Gece yarısı, ekranda yeşil zemin üzerinde altın renkli üç yıldız ve bir kartal beliriyor. Ardından geçiş dönemi Cumhurbaşkanı Ahmed el Şara’nın konuşması yayınlanıyor. El Şara, “Bugün benimsediğimiz kimlik, bölünmeyi ve parçalanmayı kabul etmeyen bir Suriye’yi temsil ediyor. Kültürel ve etnik çeşitlilik bir zenginliktir, çatışma nedeni değildir” diyor. Üç gün sonra ABD, Şam’daki yeni iktidar sahibinin içinden çıktığı İslamcı grup Heyet Tahrir el-Şam’ı (HTŞ, Levant Kurtuluş Örgütü, eski adıyla El-Nusra Cephesi) “yabancı terör örgütleri” listesinden çıkardığını duyuruyor.
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?