GİANCARLO SUMMA
Gazeteci ve siyaset bilimci, Brezilya’daki Latin Amerika Çok Taraflılık Enstitüsü (ILAM)’ın kurucu ortağı.
Bunlar, Cam Ev, yani Le Corbusier ve Oscar Niemeyer tarafından tasarlanan New York’taki Birleşmiş Milletler (BM) genel merkezinin 39 katlı kulesi dünya diplomasisinin simgesi haline gelmeden çok önce, 19. yüzyılın ortalarında yaşandı. 17 Latin Amerika ülkesinin temsilcileri, Washington’da, eski belediye başkanı Richard Wallach’ın ikametgahı olarak inşa edilmiş dört katlı, tuğla cepheli bir malikanede 20 Ocak ile 27 Nisan 1890 tarihleri arasında ABD Dışişleri Bakanı James G. Blaine’in girişimiyle bir araya geldi. Bu diplomatik maraton, daha sonra ilk Pan-Amerikan Konferansı olarak adlandırılacaktı.
O döneme ait nadir fotoğraflardan birinde, “Wallach Konağı” adı verilen binanın girişindeki merdivenlerde kırk kadar erkek poz veriyor: Hepsi beyaz, sakallı veya bıyıklı; bazıları resmi üniforma, çoğu dar yakalı palto ve fötr şapka giymiş. Bu insanlar, belki de farkında olmadan bugün çok taraflılık olarak adlandırdığımız şeyin tohumlarını ekiyorlardı. Bu tohumlar, en sembolik kurumlarının doğmasına yol açacaktı: önce 1919’da Milletler Cemiyeti, ardından 1945’te de Birleşmiş Milletler.
1890 yılında, Amerika Birleşik Devletleri henüz dünyaya hakim değildi. Ancak kıta genelinde büyük bir güçtü. Konferansı düzenlemekteki hedefleri açıktı: Washington’un Amerika kıtasına verdiği adla Batı Yarımküre’yi kendi imajlarına göre şekillendirmek. İç savaşın (1861-1865) yaralarını geride bırakmış olan ABD, Latin Amerika üzerinde hegemonya kurmak ve Avrupa’yı uzaklaştırmak istiyordu. Açıklanan hedefleri arasında şunlar vardı: Amerika kıtasındaki ülkeler arasında bir gümrük ve para birliği oluşturmak, bir Amerikan uluslararası bankası kurmak ve bölge ülkeleri arasındaki çatışmaları çözmek üzere bir tahkim mahkemesi kurmak… 1865-1870 yılları arasında Üçlü İttifak’ın (Brezilya, Arjantin ve Uruguay) Paraguay’a uyguladığı yok etme savaşı ve 1879-1884’te Şili’nin Bolivya’yı denize erişimden mahrum bıraktığı Pasifik Savaşı’nın izleri hâlâ tazeydi.
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?