ALAIN GRESH
Orient XXI çevrimiçi gazetesinin direktörü,
“Palestine, un peuple qui ne veut pas mourir –
Filistin: Ölmeyi Reddeden Bir Halk”
(Les Liens qui Libèrent, 2024 baskısı) kitabının yazarı
Dünya, Gazze’deki savaşın durması için son birkaç haftadır yapılan müzakerelere odaklanmış durumda. Ancak, “Anlaşmaya hiç bu kadar yakın olmamıştık” şeklindeki iyimser açıklamalarla başlayan görüşmeler, hayal kırıklığı yaratan “Haftaya görüşürüz” sözleriyle sonuçlanıyor. Gazze Şeridi’ndeki yıkım ve Batı Şeria’daki yerleşimcilerin şiddet eylemleri ise gözlemcilerin endişeyle takip ettiği müzakerelerin gölgesinde giderek yoğunlaşıyor. Temmuz ayının sonunda tırmanan bölgesel savaş tehdidi, Washington’daki telaşı artırdı. İsrail’in, Hizbullah’ın önemli askeri liderlerinden Fuad Şükrü’ye Beyrut’ta, Hamas’ın Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye’ye ise Tahran’a düzenlediği suikastlar “kırmızı çizgilerin” ihlali anlamına geliyordu. İran ve Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın misilleme açıklamaları, seçim yılının ortasında kontrol edilemeyecek bir maceraya sürüklenmekten endişe eden ABD Başkanı Joe Biden’ı, Tel Aviv’in çıkarlarını koruyacak bir çıkış yolu aramaya zorladı.
Biden’ın açıkladığı üç aşamalı planın temeli de bu… İlk aşama, altı haftalık bir ateşkesi, İsrail’in Gazze’deki tüm yerleşim bölgelerinden çekilmesini, başta yaşlılar, kadınlar ve yaralılar olmak üzere bir dizi rehinenin serbest bırakılmasını, çatışmalarda yaşamını yitirenlerin cesetlerinin iadesini, karşılığında da birkaç yüz Filisinli tutuklunun serbest bırakılmasını öngörüyor. Aynı zamanda, Filistinli sivillerin yerleşim bölgesinin kuzeyi de dahil olmak üzere evlerine dönmesi, insani yardımların önemli ölçüde artırılması planlanıyor. Bu süre zarfında İsrail ve Hamas’ın çatışmaların kesin olarak sona erdirilmesi için gerekli düzenlemeleri müzakere etmesi bekleniyor. Plana göre, askerler de dahil olmak üzere tüm rehinelerin serbest bırakılmasını ve İsrail güçlerinin Gazze’den tamamen çekilmesini içeren ikinci aşama, “çatışmaların kalıcı olarak sona erdirilmesi” ile sonuçlanacak. Son olarak üçüncü aşamada da Filistin’in yeniden inşası için büyük bir plan belirlenmesi öngörülüyor.
İsrail çatışmayı istediği zaman yeniden başlatmak istiyor
Hamas’ın bu plana verdiği destek iki koşula bağlıydı: Savaşın kalıcı olarak sona erdirilmesi ve İsrail ordusunun Gazze’den tamamen çekilmesi… Ancak İsrail, ABD tarafından da kabul edilen taleplerde bulundu. Filistinlilerin eve dönüşünü “izlemek” isteyen Tel Aviv, Mısır sınırı boyunca uzanan 14 kilometrelik Philadelphia Koridoru ve Gazze’yi kuzey ve güney olarak ikiye bölen Netzarim Koridoru üzerindeki kontrolünü sürdürmek istedi. Ayrıca, kalıcı ateşkes taahhüdünün İsrail’in çatışmaları istediği zaman yeniden başlatabilmesine izin verecek kadar muğlak kalması talep edildi.
Çünkü Netanyahu, savaşa devam etmek istiyor ve sadece Gazze’yle sınırlı kalmak niyetinde de değil. Ağustos ayının ortalarından bu yana Lübnan’a yönelik saldırılarını artırdı. Nebatiye kenti yakınlarındaki bir depoya 16 Ağustos gecesi düzenlenen ve çatışmaların başlamasından bu yana Lübnan’a yönelik en ölümcül saldırı olan bombardımanda, aralarında altı kişilik Suriyeli bir ailenin de bulunduğu 10 kişi yaşamını yitirdi. Netanyahu bu saldırılarla Hizbullah’ı kontrolsüz bir tırmanışa zorlamayı umuyor. Ancak Tahran’dan gelen tüm sinyaller “direniş ekseninin” bölgesel bir çatışma istemediğini ortaya koyuyor. Öte yandan, gazeteci Nahoum Barnea’nın Yedioth Ahronoth gazetesinde kaleme aldığı gibi Başbakan Netanyahu’nun amacı, “2010’dan beri uğraştığı gibi ABD hükümetini İran’a karşı bir savaşa sürüklemek. Bu, onun tarihteki yerini ve ‘mutlak zaferini’ garanti altına alabilecek hayattaki en büyük amacı.” (1)
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?