HAZAL OCAK
Belki haftalardır bekliyordu, hayaller kuruyordu; karnesini alacak, ailesiyle birlikte güzel birkaç gün geçirecek, gönlünce eğlenecekti… Belki daha önce çok gitmişti, nasıl kayılacağını çok iyi biliyordu ya da belki de hayatında ilk kez bu kadar çok kar görmüştü. Her şey çok güzel başlamıştı ama… Ama doğduğu ülkede insan yaşamının ne kadar ucuz olduğunu bilmiyordu ve o ucuz yaşamlar ülkesi bir sabaha onun çığlıklarıyla uyandı.
21 Ocak Salı günü bütün ekranlarda aynı görüntü vardı. Bolu’daki Kartalkaya Kayak Merkezi’nde bulunan Grand Kartal Otel’den gökyüzüne kapkara dumanlar yükseliyordu. Gece başlayan yangın saatler sonra tamamen kontrol altına alınabilmişti. Acı tablo ise ancak akşam saatlerinde netleşti: 78 ölü… Karnesini alıp, ailesiyle birlikte tatile gelen çok sayıda çocuk, anneleri, babaları, otel çalışanları… Otelin içinde sıkışan insanlar nasıl öleceklerini seçmek zorunda kalmıştı. Kimi alev ve dumandan kaçmak için 12. kattan atlamış, kimi çocuklarını sarıp sarmalayıp karların üstüne atmış, kimi uç uca bağladığı çarşafları pencelerden sarkıtarak kurtulmaya çalışmıştı.
Daha ölü sayısı bile netleşmeden yetkililerin, “yetki” kavgası başladı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, otelin önünde yaptığı açıklamada “(…) Otelin itfaiye tarafından verilmiş yangın yeterlilik belgesi mevcut. Zaten bu yetki ve yeti de itfaiyede olan bir yetki. Düzenli kontrolleri ve yeterliliklerin de itfaiye tarafından yapılması gerekiyor” diyerek sorumluluğu Bolu Belediyesi’ne attı. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ise “Bu oteli denetleme yetkisi ve görevi Kültür ve Turizm Bakanlığına ait. Çünkü Turizm Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış bu otel. (…) Sayın Bakan bu olayın bizatihi sorumlusudur. Bu sorumluluğu atmak için alçak bir şekilde belediyeyi suçlama niyetine gitmiştir” diyerek yanıt verdi. Yetki tartışması günlerdir aynı şekilde sürüyor; ancak kimin yetkili ve sorumlu olduğu hâlâ netleşmiş değil. Net olan şey, tek bir yetkilinin bile istifa etmemiş olması.
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?