VINCENT SIZAIRE
Yargıç, Paris Nanterre Üniversitesi’nde yardımcı doçent, “Gouverner les juges. Pour un pouvoir judiciaire pleinement démocratique” (La Dispute, Paris, 2024) adlı kitabın yazarı.
ÇEVİRİ: DİLAN YILMAZ
Son birkaç yıldır, yetkililer tarafından uygulamaya konan önlemlere karşı yapılan sivil itaatsizlik çağrılarında artış gözlemleniyor. Bu çağrılar, özellikle son genel seçimlerde Ulusal Birlik Partisi’nin (RN) iktidara gelmesini engellemek için harekete geçen birçok aktörün söylemine yansıdı. (1) Sivil itaatsizlik, 2010’ların ortalarından itibaren, özellikle de 2018 – 2019 kışındaki “Sarı Yelekliler” eylemlerinde olduğu gibi, sosyal hareketlere yönelik baskının giderek artmasıyla birlikte yaygınlaştı. (2) Kamu otoriteleriyle diyalog kurmanın imkânsız hale geldiği, yürütülen politikalara itiraz etmenin, hatta basit bir karşı görüş belirtmenin yasal kovuşturma veya ceza riski taşıdığı bir ortamda, yetkililer tarafından konulan kurallara açıkça itaatsizlik etmenin gerekliliği fikri güç kazanıyor. Bu yaklaşım, söz konusu kuralların ne kadar adaletsiz olduğunu ortaya koyma ve bu düzenlemelere tepki gösterme amacı taşıyor.
Bu fikir, iklim değişikliğinin insanlık için varoluşsal bir tehdit oluşturduğu gerçeği karşısında daha radikal eylemler yapılması gerektiğini savunan çevreci dernekler ve gayriresmi hareketler içinde de benimseniyor; ya da en azından tartışılıyor. Örneğin,“Extinction Rebellion” adlı kolektif, kamu alanının izinsiz işgali şeklindeki eylemleri tercih ediyor. Aynı şekilde, Sainte-Soline’deki dev sulama havuzlarına karşı 25 Mart 2023 tarihinde yapılan yasaklı eyleme katılan çok sayıda eylemci, sivil itaatsizliğe başvurmuştu. (3) Vienne Valiliği, Sainte-Soline ve sivil itaatsizlik üzerine bir atölye çalışması düzenleyen Alternatiba Derneği’nin bütün kamu yardımlarını kesmiş, ancak bu karar daha sonra idare mahkemesi tarafından iptal edilmişti.
Vatandaşların adaletsiz yasalara karşı çıkma görevi
Sivil itaatsizlik yaklaşımı, özellikle yüzyılın başından bu yana kendisini hissettiren otoriter yükselişin elindeki güce dayanıyor. Temelleri, Birinci İmparatorluk’a kadar uzanan bir kurumsal geleneğin parçası olan bu yaklaşım, kendine özgü bir yoğunluğa sahip ve sadece dilekçeler veya basın bildirileri yoluyla kamu otoritelerine yapılan itirazlardan daha farklı muhalefet biçimlerini gerektiriyor. (4) Ancak daha yakından bakıldığında, kamusal özgürlükleri tehdit eden durumlara verilecek en uygun yanıt sivil itaatsizlik olmayabilir; en azından tek başına…
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?