RENAUD LAMBERT (*)
(*) Tempura’nın genel yayın yönetmeni Emil Pacha Valencia’nın yardımıyla.
Çeviri: AHMET ÖYLEK
O, Tokyo’daki bir ilkokulda çalışan bir anne… Ocak 2025’te bir gün, Le Monde diplomatique’in Japonca edisyonunda çalışan bir meslektaşı, bir Fransız gazeteciyle birlikte Japonya Komünist Partisi (JKP) genel merkezine gideceğini söylediğinde ürperir: “Tüylerim diken diken oldu!” diyor ve hemen ardından aklına şu deyim geliyor: “Kızıl tehlikelidir…” Buradaki herkesin çok iyi bildiği ve en ufak bir ironi olmadan kullandığı bir ifade…
1922 yılında kurulan JKP’nin 250 bin üyesi bulunuyor; bu da onu, Çin, Vietnam ve Küba’da iktidarda olanların ardından dünyanın en büyük komünist partilerinden biri yapıyor. Aradaki nüfus farkını (Japonya 124.5 milyon, Fransa 68.3 milyon) göz önünde bulundurarak bir karşılaştırma yaparsak, yaklaşık 42 bin üyesi olan Fransız Komünist Partisi’nin aynı derecede güçlü olabilmesi için 137 bin üyesi olması gerekirdi. Oysa Avrupa’da pek az kişi, Japonya Komünist Partisi’nin varlığından haberdar. Ülkesinde korku saldığını bilenlerin sayısı ise çok daha az…
Yoshimitsu Kuronuma durumun farkında. Başkent Tokyo’nun güneyindeki alt orta sınıf bir mahalle olan Ota’da el ilanları dağıtmak için iki yoldaşıyla buluşuyor. Arkadaşlarının yüzlerindeki derin çizgiler, yılların ağırlığını ortaya koyuyor. Onların yanında Kuronuma dinç görünüyor. 76 yaşındaki adam, JKP’nin yerel şubesindeki en genç kişi. Üzerine hoparlör monte edilmiş üç tekerlekli bisikletle sokak sokak dolaşan küçük grup, halkı birkaç hafta sonra yapılacak yerel seçimlerde oy kullanmaya çağırıyor. “Şu anda buzdolabınızda ne var?” diye soran Kuronuma “Onu dolduralım ki günde üç öğün yemek yiyebilesiniz” diyor ve sözünü her seferinde olduğu gibi tipik Japon selamıyla noktalıyor.
Üzerlerine büyük gelen anoraklara sarınan bu üç kişi, Ghibli animasyon stüdyolarından fırlamış gibi görünüyor. Dişlerinin arasında birer bıçak tutsalar, bu bıçaklar katanadan çok tereyağı bıçaklarına benzerdi muhtemelen. İki yoldaşıyla birlikte dolaşan Kuronuma, bu görünüşlerine karşın insanları tedirgin ettiklerinin farkında. Sıkı sıkıya kapatılan perdelerin ardındakilere kararlılıkla, “Komünistlere oy verirken eliniz titreyebilir ama bu büyük adımı atma cesaretini gösterin” diye sesleniyor ve yeniden eğilerek selam veriyor.
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?