Kapalı kutuda tatil

ÉLISA PERRIGEUR

Adriyatik Denizi’nin ıssızlığında zaman durmuş gibi… “Havadaki sihri hissedin…” Pop grubu Magic System’in müziği, motorların boğuk sesine karışıyor. 2 bin 620 yolcu kapasitesi olan Armonia’da 721 mürettebat çalışıyor. 274 metre uzunluğundaki 13 güverteli bu dev yapının ardında bıraktığı iz suların derin mavisini bozarken, gökyüzünün mavisi de dünyanın en büyük denizcilik şirketi olan Mediterranean Shipping Company (MSC) logosunu taşıyan büyük bacadan yayılan dumanla örtülüyor.

Yolcu güvertelerine İtalyanca değerli taş isimleri verilmiş. 12 numaralı üst güverte Zaffiro’daki (safir) kruvaziyer yolcuları, adeta kapıştıkları şezlonglara kurulmuş, sırtları denize dönük halde dinleniyor. Sabahın ilk ışıklarında yerleştirilen şezlonglar Akdeniz’e değil geminin iç kısmına bakıyor. Adı ve uyruğu, diğer tüm çalışanlar gibi yaka kartında yazılı olan Filipinli Amman (1) “Talimat böyle, ama isterseniz ters çevirebilirsiniz” diyor. Bu sayede bütün yolcular, etkinliklerin yapıldığı 11 numaralı güverteyi yukarıdan görebiliyor. Haziran ayının bu öğleden sonrasında, deniz suyu havuzlarının ve herkesin imrenerek baktığı jakuzilerin hemen yanındaki “mega tombala” etkinliği kalabalığı coşturuyor.

Mayolarıyla güvertede oturan tatilciler, Brezilyalı animatörün sözlerine kulak kesiliyor. Pedro, İngilizce, Fransızca, Portekizce, İspanyolca, Almanca ve İtalyanca olmak üzere altı dilde “25 bin Avro! 25 bin Avro kazanabilirsiniz” diye bağırıyor. Hintli bir garson, servis arabasıyla tombala oyuncularının arasından geçiyor. Kokteyl barları ile mutfak arasında mekik dokuyan uzun gömlekli adam, sangria bardaklarını ya da üzerlerinde MSC logosu bulunan tabakları topluyor; bazı tabaklarda yarısı yenmiş sandviçler ya da patates kızartmaları duruyor. Yakıcı güneşin altında, Il Girasole (Ayçiçeği), Hamburger Paradise ya da Pizza ve Makarna gibi adları olan açık büfeler neredeyse günün her saati yemek yeme olanağı sunuyor.