ALAIN JOURDAN
Genel Sekreter Antonio Guterres’in kabine şefinin imzasını taşıyan 25 Nisan 2025 tarihli bir iç yazışma, Birleşmiş Milletler’i sarstı. Genel Sekreterlik birimlerine gönderilen yazıda, kaldırılabilecek görevlerin ya da taşınabilecek ofislerin üç hafta içinde belirlenmesi isteniyordu. Guterres, “etkinliğin ve verimliliğin artırılmasının” yanı sıra “kaynakların optimize edilmesini” hedefleyen ve örgütün kuruluşunun 80. yılı nedeniyle “BM80” adı verilen projeyi sadece birkaç hafta önce başlatmıştı. (1)
Son derece kısa bir sürede uygulanması istenen ve sosyal güvencelerden yoksun olan talimat, özellikle 43 BM ajansı ve programına ev sahipliği yapan Cenevre’deki uluslararası memurlar ve yerel çalışanlar arasında şok etkisi yarattı. Tepki gecikmedi: İç toplantılar iptal edildi, kendiliğinden ortaya çıkan protestolar düzenlendi, hazırlanan dilekçeler dolaşıma girdi ve özellikle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ile BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) gibi önde gelen kurumlara “ölümcül” olarak nitelendirilen bir atmosfer hâkim oldu. 1 Mayıs 2025’te yaklaşık 500 çalışan sokağa döküldü. 24 Temmuz’da ise yaklaşık 600 çalışan, Guterres ile bu dosyadan sorumlu yardımcısı Guy Ryder hakkındaki tarihi güvensizlik oylamasını oy birliğiyle kabul etti. Böyle bir gelişme 2007’den bu yana ilk kez yaşanıyordu. Reformun aceleye getirildiğini, şeffaf ve adil olmadığını savunan sendikalar ise alt kademe görevliler feda edilirken üst düzey yöneticilere dokunulmadığını belirtiyor.
Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nde de daha önce benzeri görülmemiş bir kemer sıkma politikası uygulanıyor. Kurumda, dört bin kişinin işten çıkarılması ve 2026 yılına kadar yüzde 17’lik bir bütçe kesintisi hedefleniyor. Yaşananlar, uzun süredir değişmez olarak kabul edilen bir ekosistemin çatırdamasına neden oluyor. Cenevre ve İsviçre için bu mesele, sembolik önemin ötesinde anlamlar taşıyor: Uluslararası varlığa doğrudan bağlı 30 bin iş bulunuyor; bunların 22 bin 700’ü memur, 2 bin 200’ü diplomatik statüye sahip. Kayıtlı sivil toplum kuruluşları ise 3 bin 200’den fazla tam zamanlı istihdam yaratıyor. İsviçre Senatosu’nun bir üyesi, “Önümüzdeki aylarda, işten çıkarmaların Frana sınırı, Vaud Kantonu ve Cenevre bölgesini etkilemesi riski var” diyor. Otelcilik, restoran sektörü ve diğer yan hizmetler başta olmak üzere herkes kan kaybından korkuyor.
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?