BURAK TATARİ
Verilen kareler, Trump’ın açıklamaları, öncesi ve sonrasıyla tarihin hakkında en çok konuşulan Türk – Amerikan liderler zirvelerinden biri geride kaldı. F-35’lerden Boeing’lere, Halkbank’tan Ruhban Okulu’na birçok konudan söz edilirken, toplantının somut çıktıları Türkiye’nin ABD’den siparişleriyle sınırlı kaldı. İki lider geleceğe birlikte yürüme hedefinden bahsederken görünen o ki Türkiye çok verdi ama övgü hariç az şey aldı.
New York’ta yapılan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu birçok tarihi ana sahne oldu. Başta Fransa birçok ülke Filistin’i tanıma kararını açıklarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail’in Gazze saldırılarını konu alan bir konuşmaya imza attı. ABD Başkanı Donald Trump sık kendini övdüğü, prompter ve yürüyen merdiven arızalarıyla birlikte BM’yi eleştirdiği narsist bir konuşma yaptı. Fransa, İspanya ve Portekiz’i es geçmek zorunda kaldığı için yolunu uzatarak ABD’ye gelen Netanyahu’nun konuşması hem BM Genel Kurulu’nda, hem de Times Meydanı’nda protesto edildi.
Türk kamuoyu ise dikkatini altı yıl sonra Beyaz Saray’da yapılacak Erdoğan – Trump görüşmesine çevirdi. Toplantı öncesinde iki kriz yaşandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fox News söyleşisinde söylediklerinin sorulduğu ABD Dışişleri Bakanı Rubio’nun ağır eleştirileri ve ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack’ın “meşruiyet” sözleri çok konuşuldu. Barrack, Concordia toplantısında “On yıldır aynı meselelerle uğraşıyoruz. S-400’ler, F-35’ler, F-16’lar, Halkbank. Trump ‘Hepsinden yoruldum. Onlara ihtiyaç duyduklarını verelim, ‘meşruiyet’ verelim’ diyor” sözleriyle yeni bir tartışma başlattı. Daha sonra sözlerini düzeltmek zorunda kaldı.
Trump bunu hep yapıyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan Washington’a geçerken ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Türkiye – Rusya – Çin (TRÇ) ittifakı sözlerini genişletmeye karar verdi. Bu ittifak içi bir tartışma mıydı, yanıtı henüz verilmiş değil. Beyaz Saray zirvesi öncesinde toplantının basına kapalı olduğu açıklandı. Washington’daki Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nin Türkiye Direktörü Gönül Tol’un aktardığına göre bu Türkiye’nin talebiydi. Ama yeni döneminde alışageldiği üzere Trump, konuklarını Oval Ofis’te yanına oturtup basından soru alma alışkanlığını değiştirmedi. Kişisel şova dönüştürdüğü basın toplantısına Rahip Brunson olayını hatırlatarak başladı. “Erdoğan’ı aradım, Brunson’ı serbest bıraktı” diyerek Türkiye’de yargı bağımsızlığını hiçe saydı. Erdoğan’a dönüp hileli seçimlerle ilgili bildikleri olduğunu söylemesi “açıklanmaya muhtaç sözler” olarak yeni bir polemik başlattı. Savaş uçağı rozetiyle katıldığı zirvede F-35’ler için “Önce Erdoğan bizim için bir şey yapacak” dedi. Türkiye’nin Rus petrolü satın almayı durdurmasını istediğini belirtti. Sandalyesini çekerek kibarlık gösterdiği Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik övgülerinde ise olabildiğine cömertti. Erdoğan da “Birlikte, el ele bölgedeki sıkıntıları aşacağımıza eminim” dedi. Basın toplantısında, iki lider arasında sorun çıkarması muhtemel soruların sorulmadığı da kayıtlara geçti.
F-35’ler, Halkbank, Caatsa yaptırımları konuları askıda kalırken, somut çıktılar Türkiye’nin ABD’den milyarlarca dolarlık alımları oldu. Görüşme öncesinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ortaya attığı Boeing iddiası doğrulandı. THY’nin 150’si kesin, 75’i opsiyonlu 225 Boeing uçağı alacağı kesinleşti. Türkiye ile ABD arasında detayları henüz açıklanmayan nükleer anlaşma imzalandı. Erdoğan, Trump’la görüşme masasına ABD ürünlerine vergi indirimleriyle otururken, ABD’den 70 milyar metreküp doğal gaz eşdeğeri LNG tedarik edileceği açıklandı.
Erdoğan – Trump görüşmesi Türkiye’nin ABD’den milyarlarca dolarlık alım yapacağı sonucunu doğurdu. Türkiye’de yaşayanların bu görüşmeden ne kazanç elde ettiği ise henüz kesin değil. Ama bildiğimiz, ABD Başkanı Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindeki Türk heyetine bol bol övgü ve “meşruiyet” bahşettiği…