HİLAL KÖSE
Mersin’de polis kurşunuyla öldürülen üniversite öğrencisi Feray Şahin, ölümünün sekizinci yıldönümünde Mezitli’de adının verildiği parkta anıldı. Şahin Ailesi, geciken adalet nedeniyle endişeli ve öfkeli… Feray’ı öldüren polis memuru, kısa bir süre tutuklu yargılandıktan sonra özgürlüğüne kavuştu, dava dosyası ise Yargıtay’da yeniden görülmeyi bekliyor.
Toros Üniversitesi iç mimarlık bölümü son sınıf öğrencisi Feray Şahin, sekiz yıl önce erkek arkadaşı olduğunu söyleyen polis memuru Burak Aykul’un silahından çıkan kurşunla yaşamını yitirdi. 5 yıl 3 ay hapis cezasına mahkûm edilen Aykul, bir buçuk yıl cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildi. Şahin Ailesi ise yıllardır sanığın hak ettiği cezayı alması için hukuk mücadelesi veriyor. Baba Bekir Şahin, kızının ölümünün ardından geçen sekiz yıla rağmen adaletin sağlanamadığına dikkat çekerek, “Henüz 23 yaşında, hayatının baharındayken hayattan koparılan evladımızın acısı tarif edilemez. Bu acıyı ilk günkü gibi yaşıyoruz ve unutmadığımızı, unutturmayacağımızı bir kez daha vurguluyoruz” diyor.
Şahin, yargılama sürecinde yaşanan eksikliklere dair de şunları söylüyor: “Deliller yeterince incelenmedi, sanığa ‘iyi hal’ indirimi uygulandı, sanık kısa sürede serbest bırakıldı, hatta tekrar göreve dönmesi için girişimlerde bulunuldu. Davanın yeniden ve eksiksiz biçimde ele alınmasını, ihmallerin araştırılmasını ve kamu görevlilerinin karıştığı suçlarda bağımsız soruşturma mekanizmalarının oluşturulmasını istiyoruz. Kızımızın dosyası yeniden açılsın. Bu süreç yalnızca bizim değil, tüm toplumun adalet duygusunu zedeledi.”
Anne Aysel Şahin’in de tek istediği dosyanın yeniden açılması, “Feray için adalet arayışımızdan vazgeçmeyeceğiz. Katillerin ve görevini kötüye kullananların cezasız kalmaması için sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Kızımızın adını adaletle yaşatacağız” diyor. CHP Kadın Kolları MYK üyesi avukat Hatice Us ise kadın cinayetlerinde cezasızlık politikasına itiraz etmenin toplumsal bir sorumluluk olduğunu vurguluyor: “Feray Şahin gibi binlerce kadın, korunmadıkları ve failler yeterince cezalandırılmadığı için yaşamdan koparılıyor.” Mezitli Belediye Başkanvekili Deniz Gürocak da Feray için adalet istiyor: “Feray hayat dolu gülüşüyle, adalet ve eşitlik için atan kalbiyle hepimizin gönlünde derin izler bıraktı. Onun hikâyesi, bizlere sorumluluk yükleyen güçlü bir çağrı… Feray’ın ışığı hiçbir zaman sönmeyecek.”
Savcı, ‘Sebep yok’ dedi, mahkeme savcıya uydu, sanık cezasız kaldı
Sanık Burak Aykul, Feray’ın elinden almak isterken silahın yanlışlıkla ateşlendiğini söylemişti . İddianamede, şüphelinin atış artıklarını yok ettiğine dikkat çekilerek, “Özel harekat polisi olan bir kişinin silah hakimiyetini eline aldıktan sonra silahın ateş alması ve şüphelinin savunmaları hayatın olağan akışına aykırıdır” denilmişti. Feray’ın kanında alkole rastlanmadığı raporla teyit edildi. Evde bitirilmiş bir şarap şişesi vardı. Sanığın beden muayenesi de alkol muayenesi de yapılmadı. Feray’ın tırnağının arasında sanığa ait DNA örneği bulundu.
Duruşma savcısı, olayın hemen öncesine ait WhatsApp görüşmelerinde, maktülün sanığa sevgi içerikli hitaplarda bulunduğunu söyleyerek, “Sanığın maktulü öldürmesini gerektirir bir sebep yok” yorumunu yapınca, mahkeme de bu doğrultuda bir karar verdi. Baba Şahin, duruşma savcısına karşı çıkmıştı ki o itiraz bugün de hâlâ geçerliliğini koruyor: “Evin iki kapısı var. Birinin kilidi yarım açıktı. Sanığın kapıyı kilitlemeye çalıştığı kamera kayıtlarında var. Katilin, kapıyı kapatıp, kızımızı içeride rehin aldığını düşünüyoruz. Sanık olay sonrası polis çevresini arıyor, taktik alıyor. Sanığın konuşmaları hiç sorgulanmadı. Savcının bahsettiği yazışmaları sanık dosyaya sundu. Sadece olay günü yapılan ve seçerek sunulmuş yazışmalar. Sanığın babası da emekli polis. Cinayet büroda bana ‘babası iyi bir insandır’ diye bahsetmişlerdi…” Dosya yıllardır Yargıtay’da, aile ise bütün bu çelişkileri açıklayacak, ‘adil’ bir karar bekliyor.
