NEBAHAT KOÇ
Gustav Klimt Avusturya’nın resim sanatına damgasını vurmuş, ikonik tabloları kadar duvar resimleriyle de öne çıkmış önemli bir ismi. 163. doğum günü vesilesiyle kalıpları reddederek sıra dışı stilini oluşturmuş usta sanatçının yaşamı ve sanatına gelin birlikte bakalım…
Klimt, 14 Temmuz 1862 tarihinde Viyana yakınlarındaki bir köyde; Baumgarten’da dünyaya geldi. Altın zanaatkarı baba ile müzik tutkusu hayalini gerçekleştirememiş bir annenin yedi çoçuğundan biri. Çocukluğu yoksulluk ve kardeş ölüm acısı içinde geçen Klimt’in yeteneği ortaokul öğretmenlerince fark edildi. Yönlendirmelerle bugünkü adıyla Viyana Uygulamalı Sanatlar Üniversitesi’nde eğitim gördü.
Eğitimin hemen ardından babası gibi altın oymacısı kardeşi ve arkadaşıyla Sanatçılar Stüdyosu kurdu. Duvar resimleri, dekorasyon siparişleri aldı. Böylece ilk işlerine imzasını attı. İç dekorasyon çalışmalarıyla adı öne çıkınca ülke çapında tanındı. Hatta İmparatorluk Madalyası’na layık görüldü.
Kalıpları kırdı
Art arda gelen kamu siparişleri sonrası arkadaşlarıyla 1897 yılında Viyana Ayrılıkçılarını kurdu. Böylece tüm kalıpları kırabilecek, kendi stilini istediği gibi sergileyebilecekti. Öyle de oldu. Sanat tarihine iz bırakacak tarzını geliştirdi.
Etkilendiği eski Yunan, Japon ve Çin uygarlıklıklarından mitolojilere yer verdiği eserlerinde, estetik ve detayları öne çıkardı. Ayrıca spiraller, girdaplar gibi semboller ve süsleme işçiliğiyle olağanüstü yeteneğini tüm dünyaya gösterdi. O’nunkisi uygarlıkların, figürlerin, sembollerin, süslü detayların adeta bir harmonisiydi.
Öyle ki sanatının zirvesindeyken altın yapraklar, platin ve gümüşlerle zenginleştirdi eserlerini. Sanatçının bu tarzı da kendisini Sembolizm ve Art Nouveau’n tartışmasız en önemli ismi yaptı.
Eserleri rekorlar kırıyor
Kimi eserleri, döneminde büyük tartışmalara yol açıp (özellikle müstehcen resimleri) kimi çalışmaları alaya alınsa da bugün bu eserleri dünyanın en ilgi gören çalışmalar listesinin en üst sıralarında…
Kimi eserlerine paha biçilemiyor ya da döneminin en yüksek fiyata alıcı bulan tablosu olarak sanat tarihinde yerini alıyor. İki yıl önce bir müzayedede Yelpazeli Kadın adlı tablosu 99,2 milyon Euro’ya alıcı bulunca Avrupa’nın en yüksek fiyatlı tablosu olmuştu.
Tüm bunların ötesinde Klimt, tarzıyla da modern sanatın dahisi kabul ediliyor.
Kadın portreleriyle öne çıktı
Gelelim Klimt’in eserleri ve temalarına… Usta sanatçının eserlerindeki ana unsurlar; kadın ve aşk oldu. Portre ressamı sanatçı, özellikle süslü, detaylı kadın resimlerine yoğunlaştı. Gerçekçiliği ile öne çıkan portrelerin her biri ayrı bir tarz ve ayrı titiz çalışma ayrıcalığına sahip. Bu eserlerinde gerçek modellerle çalıştı sanatçı… Hayat arkadaşı moda tasarımcısı Emilier Flöge’nin portresini de yaptı. Hatta diğer kadın portrelerinde Flöge’nin etkisinin olduğu ileri sürülüyor. O nedenle portrelerini yaptığı kadınların hepsi çok şık ve süslü.
Kadın portre çalışmaları, eserlerinin çoğunluğunu oluştursa da Klimt toplumsal konu ve manzara eserlerine de uzak değildi. Ayçiçeği, Gelincik Tarlası, Çiftlik Evi bu eserlerinden sadece birkaçı.
İkonik eserleri
Gelelim olağanüstü eserlerine… En önemli ve ikonik eseri Öpücük adı tablosu… Sanatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği bu şaheser, Viyana’daki Belvedere Galeri Müzesi’nde sergileniyor… O nedenledir ki bu müze Viyana’nın en önemli uğrak noktalarından. Müzeyi gezmek için önce uzunca giriş sırasını bekliyoruz biz de. Sonrasında bir heyecanla. başlıyorum müzeyi gezmeye. Soluğu ikonik eser Öpücük’ün (1908) sergilendiği salonda alıyorum. Doğal olarak müzenin en kalabalık bölümü. Gözünüzün önüne Mona Lisa tablosunu getirin; burada da o aynı atmosfer. Yogun bir kalabalık. Tabloyu yakından incelemek üzere gazeteci refleksiyle kalabalığın ortasından sıyrılarak tabloya bakıp tekrar tekrar inceliyorum. Her açıdan selfilerin çekildiği video çekimlerinin yapıldığı bir ortam arasında özel bir deneyim.
Sanatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği bu eseri Klimt, altın varak, gümüş ve platinlerle daha da zenginleştirmiş. Bunu yaparlen de ince işçiliğindeki
ustalığını da sergilemiş… O nedenle Klimt’in bu çalışması olağanüstü kabul ediliyor. Bu noktada bir hatırlatma yaparsak; Öpücük eserinde, yer verdiği çiftin kendisi ve hayat arkadaşı Emilie Flöge’nin olduğu belirtiliyor.
Belvedere Sarayı’ndaki bu müzede Öpücük’le birlikte sanatçının onlarca eseri daha sergileniyor. Judith ve Holofernes’in Başı (1901), Sonja Knips’in Portresi (1897-98) Fritza Riedler’in Portresi (1906), Siyahlı Kadın bu eserlerden sadece birkaçı… Tabii ki bu eserleri de uzun uzun inceliyorum. Ne de olsa dünyanın en büyük Klimt sergisini gezme ayrıcalığını yakalamışım.
Söz konusu Klimt olunca sanatçının Viyana’daki diğer müze ile dünyanın önde gelen sanat galerilerinde sergilenen ya da özel koleksiyonlarda olan çarpıcı eserlerinden bazıları da şöyle: Adele Bloch-Bauer I, Hayat Ağacı, Yelpazeli Kadın, Ölüm ve Yaşam, Altın Gözyaşı, Kadının Üç Çağı, Siyah Tüylü Şapka, Beethoven Frizi.