GIDEON LEVY
Günlük Haaretz gazetesinin yazarı. (Tel Aviv)
Çeviri: AHMET ÖYLEK
7 Ekim 2023’te yaşanan olaylar Gazze Şeridi’ni öldürdü. Bölgenin yeniden canlanması yıllar alacak; tabii böyle bir şey mümkün olacaksa. Ancak bu olaylar ve ardından gelen İsrail saldırısı, farklı bir İsrail umudunu da öldürdü. Bu savaşın İsrail toplumu ve devleti içinde yol açtığı hasarın boyutunu ölçmek için henüz çok erken. Ancak değişimin radikal olduğu açık. Buradaki enkazın kaldırılması ve yeniden inşa süreci de yıllar alacak; tabii böyle bir şey mümkün olacaksa… Gazze ve İsrail, her biri kendi tarzında ve belki de geri dönüşü olmayan bir şekilde yok edildi. Gazze’deki yıkım kilometrelerce öteden bile çıplak gözle görülebiliyor; İsrail’deki yıkım ise henüz yüzeyin altında gizli.
7 Ekim bir dönüm noktası oldu: Hamas, İsrail topraklarına girdi ve ülkede eşi görülmemiş bir katliam yaptı. Ve o gün, İsrail’in çehresi değişti. Belki de bu yeni çehre o ana kadar bir maskenin arkasında gizleniyordu ve ortaya çıkmak için bir fırsat kolluyordu. Ya da belki de değişim daha derindi. Her ne olursa olsun, o an şeytanlar kutudan fırladı ve geri dönmeye niyetleri yok. Gazze Şeridi yaşanmaz hale geldi. Ancak özgür ve demokratik bir yaşam özlemi çekenler için İsrail de düşman bir toprak parçasına dönüştü.
Olaylara ilişkin belirli bir yorum hemen ortaya çıktı ve ülkenin siyasi ve varoluşsal bilincini değiştirdi. Liderler, medya ve yorumcular, saldırıları derhal “Holokost’tan bu yana Yahudi halkının başına gelmiş en büyük felaket” olarak nitelendirdi. (1) Yani Holokost ve 7 Ekim aynı solukta anıldı, sanki ikisi karşılaştırılabilirmiş gibi, sanki iki soykırım yaşanmış gibi… Tamamen temelsiz ve abartılı bir benzetme söz konusuydu; boyutlar, amaçlar, kullanılan araçlar tamamen farklıydı. Ancak bıkkınlık verecek kadar tekrarlandı ve hükümetin propagandasına mükemmel şekilde hizmet edecek şekilde ayarlandı. Çünkü bu karşılaştırmanın seçilmiş olması tesadüf değildi. Bu durum, 1948’de İsrail’in Yahudi soykırımının kalıntıları üzerine kurulmasından bu yana süregelen mağduriyet algısından kaynaklanıyor. Birçok İsraillinin gözünde bu mağduriyet, ülkeye başka hiçbir ülkenin davranmasına izin verilmeyen biçimde hareket etme hakkı veriyor. Kamuoyunda tartışmasız bir gerçek olarak hemen ortaya konan bu benzetme, İsrail’in saldırıya geçmek için kendi kendine yaktığı bir yeşil ışık oldu: 7 Ekim bir Holokost ise ardından gelecek soykırım da meşru sayılmalıydı…
Nehirden denize uzanan ve etnik açıdan saf, yeni bir Yahudi devleti
Özel İçerik
Bu içerik sadece gazeteye abone olan okuyucular içindir.Yazının devamını okumak için gazetemize abone olmak ister misiniz?